3 Kasım 2008 Pazartesi


Üç torbayı yanıma alıp evdeki fazlalıkları toplamayı planlıyordum. Biri kullanılmayacak denli eski çöpler için, ikincisi dışarıya verilebilecek zamazingolar için, sonuncusu da atmaya kıyamayacağım ama kullanmayı şimdilik düşünmediğim ıvır zıvır için. Yazması bile ne kadar zaman alıyor, insan toplamaya bu kadar mı üşenir yaaa... Ben de her zamanki işbilirliğimle, hadi bir çay içeyim de öyle başlarım dedim kendime. Çaysız, kahvesiz işe mi başlanır ama...

Nazlının doğumgününü kutladık cumartesi akşamı, herkesin bildiği üzere (bilenler bilmeyenlere bi zahmet...). Onaon kafe kısmında çok hoş vakit geçirdim şahsen, öyle uzun bir masaya kurulup onunla bununla lak lak yapmayalı, sağımdan solumdan gelen ve birbirinden tamamen alakasız muhabbetleri dinlemeyeli epey bir süre olmuş (solumda doğum izni tartışılıyordu, solumdaysa kıymalı makarnanın içine konulan zerzevatlar). Sohbet güzeldi, ortam hoştu, ama kafe çalışanlarının da son otobüse yetişmesi gerekiyordu. Karar verici mercii (ki o akşam Nazlı ve Tolga çiftiydi bu), ahalinin ısrarlarına dayanamayıp IF performans hol'e gidek dediler (onlar, mercii olarak gidelim mi demiş olabilir, bense çakır keyif halimle ne ağzımndan çıkanlara hakim olabildim ne de duyduklarıma). Kısaca IF diyeceğim yere ilk defa gidiyordum. Daha önce duyduğum, çok küçük millet tıkış tıkış, ayy iğrenç bir yer, ifadelerini kendime saklamayı uygun gördüm. Çünkü hakkaten de merak ediyordum ne menem bir yerdir diye. Evet, sekiz kişi (yedi miydi yoksa ya?) cümbür cemaat girdik, gördük, karar verdik: tamam ufak mufak, yan yana değil üst üste konumlanmak üzere tasarlanmış sanki ama bence hoş bir yer. Müziği, ambiyansı hoş bir mekan. Ama o kadar. Çünkü ben yaşlandım. Bundan çok daha küçük yerlerde tepindiğim, ya da tepinmeyip saatlerce mal mal dikildiğim çok oldu. Ama herkesin pili bir yere kadardır, benim ince pilim sanırım geçen sene yerini kalın, oturaklı, hani şu uzaktan kumandalı arabalarda kullanılan pillere bıraktı. Bunu kabul ediyorum, hem de hiç sızlanmadan, çok da yerinde bir değişimmiş gibi... O yüzden de Nazlıları IF'e ve İsmail bişi bişeye emanet ederek eve dönüyorum erken bir saatte.

Daha önce yazdım mı bilmiyorum, ama yazmaya niyetlendiğime eminim; ben arkadaşlarımın türlü türlü becerilerine hayranım. Çok ufak şeyler belki, hem beni de öyle aman aman alakadar etmemesi muhtemel. Küçük müçük ama karşımdakini sevmeme, olumsuz yönlerini göz ardı etmeme yardımcı oluyor meretler. Mesela Gülrunun danstaki müthiş yeteneği. O ne ritm duygusudur, o ne uyumlu hareketlerdir, o nasıl bir yakıştırmadır kendine... Folklöre gitti diye hatırlıyorum, acaba ondan mı? Biz şimdi gitsek bir işe yarar mı?..

Sonra Nazlının söyleyeceği şeyleri çok güzel ifade etmesi. Kelimelerin en uygununu, en doğru yüz ifadesi ile bir araya getirebilmesi. Öyle geliyor ki, benim gibi sözel yeteneği yerlerde birini dinlerken bir gün sabrı taşacak ve alacak ağzımdan sözü...

Pınarın, ağzımdan çıkan her lafı önceden biliyormuş gibi sezgili halleri. Onunla konuşurken Pınar sizi uzun uzun inceler, lafınız bitince bir süre durur ve öyle cevap verir. Ne kadar ufak bir ayrıntı aslında, ama ben seviyorum...

Uzun zamandır görmediğim için Ebrunun bir çok halleri gözümün önüne geliyor mütemadiyen. E özledim, hem de çok. Hele anlamadığı bir şey hakkında konuşuyorsam, anlıyormuş gibi dinliyorsa, lafım bitince bir bakışı olur onun. Hani ne laf etsem de uygun düşse, lan bi mok da anlamadık ama, der gibi. Sonra komik bir şeyleri kendi de gülerek anlatması. Hem anlaşılır hem komik olmayı becermesi...

Denizin ise en çok bir şeyleri incelemesi hoşuma gider. Ya ince parmaklarına alarak gözünün önüne getirir o şeyi, ya da eğilir yakından bakar. Ama her hareketi kendine özgüdür, kafasına kese kağıdı geçirilmiş olsa da (nasıl bir durumda olur bu bilmiyorum ama) beden hareketlerinden şıp diye tanırsınız Denizi.

Daha aklımda var böyle bir kaç arkadaş daha. Ama benim poşetlerime dönmem lazım. Kendime söz verdim, bir işin ucundan kıyısında başlamalıyım. Off, öyle de üşeniyorum ki, keşke ülkemin tüm tatillerine ek bir de "Özleme Yardım Tatili" yapsalar. Şöyle çaylı kahveli fallı bir gün olsa, ellerimizde bezler, dilimizde bir türkü temizlesek Özlemin evini... Ha? Pışıık mı? Duymamış olayım...

8 yorum:

Nazlila dedi ki...

Ben de tam tersi işimi bitirip cay icmeyi severim; hani derler ya, yorgunluk cayi :))

Dogumgünümdeki o uzun masayi boylu boyunca fotograflayan yok mu yaw? HasanMehmet'in benim makineden cektiklerinde herkesi icine aldigi bir kare yok ne yazik ki!

If'e daha önce gitmedigini bilmiyordum hic! Ayrica duyduklarin da tuhafmis, bence kesinlikle hos bir yer, sadece kücük.. Bu arada Ismail bisi bisi kim? Anlayamadim valla.. :))

Gülru konusunda seninle kesinlikle hemfikirim! O ne güzel baş sallamadir öyle yarebbim!

Senin mi sözel yetenegin yerlerde?! Tam tersi düsünüyorum ben oysa.. Ben sana hayaranim ki..!!

Pinar'i da süper gözlemlemisin yaw!hehe..

Ebru'nun zaten topluca hastasiyiz, ne denir ki baska!

Su Deniz'i tüm dünya gördü, bir ben göremedim ayol!! Annem bile cok cool oldugundan bahsetmisti yani.. Tavirlari gercekten ilginc olsa gerek..

Adsız dedi ki...

evet kesinlikle çok iyi gözlemlemişin valla ağzım açık kalarak okudum tüm tespitlerini:)))
ben gelirim yardıma anam, bir elin nesi var......


gülru the dancer :D

neptuneptun dedi ki...

sahne alan grubu yazmaya çalışmıştım. gerçi of, iyi çuvallamışım. IF'e giderken birileri dedi ki "bu gece ..... çıkıyor IF'te". İşte o nokta noktaların yerine yıllardır adını duyduğum, şöyle beyaz saçlı, gitar çalan bir abi gelecek, adı-soyadı dilimin ucunda. Aman zaten çıkmadı o akşam, soyadı ...oğlu olacaktı. hadi bulana benden çikolatalı gofret.

deli kuş dedi ki...

süleyman ... oğlu,,,,ehehehehe yarım gofreti kaptım! hem ben demiştim süleymanlar çıkacak diye, megersem günler değişmiş! ama ben bonus tracki de if'i de pek sever, acaip tıkış tıkış havasız olmasına rağmen pek bi eglenir,çok giderim...

Adsız dedi ki...

suleyman bagcioglu

nestle gofret isterim, mersi

evilstrawberry dedi ki...

adam gibi comment yaziyim istiyodum ama kismet degilmis :P
bloggerda bi ebeleme oyunu varmis ingilizce blogumda bi hatun beni ebeledi :P ben de seni ebeliyorum
detaylar ingilizce blogumda ehehehe oynamak istersen :))

neptuneptun dedi ki...

bak bak gofreti duyan yazmış hemen:) herkese benden bir tam gofret arkadaşlar. Gülruya daha bi iltimas geçeceğim sanırım, yorgunluk torpili...
dur şu ebeleme sobelemeyi yapayım ben de.

Adsız dedi ki...

heyooooooooooo
gofreeeettttttttttt

gülru