13 Ekim 2009 Salı

AFERİN BENİM GERİZEKALI KIZIMA




Ay bir dur demek geliyor içimden saatlere. Böyle de hızlı akmaz ki zaman ayol! Uyandığımla yattığımı biliyorum sadece, gerisi böyle hızlandırılmış bir film gibi. Genel hal ve tavırlar pekiyi, asap durumları kıvamında, etrafa atılan bön bakışlar her şeye değer...

Çağlanın atkısı olayında ikinci renge geçtim. Ortalarına geldim neredeyse hatta. Birşeyler üzerinde gitmek güzel, oysa ben bu örgü olayının daha haftası dolmadan, tıpkı yemek gibi, Almanca gibi, grunge gibi, rüzgar gibi geçeceğini sanıyordum. Hem zaten nereden geldi bilmiyorum bu ilgi. Vardı tabi yıllardır içimde, ama dergi alacak kadar, yünlere bakacak kadar, yandım yanacak kadar (bu da araya kaynasın dedim) olması ılgınç yani.

Şimdi ben, belki bilen bilir, sevdiğim, daha doğrusu benimsediğim insan veya hayvana, severken azıcık hakaret ederim. Ama azıcık. Hani kötü veya sakarca birşeyler yaptığında, ya da çok eğlenceli, sevimli birşeyler yaptığında filan. Başlıktaki geri zekalıyı da o şekilde görmenizi istiyorum. Felaket tiksinmiş olmama rağmen.

Hani bizim Kristal veya Bocuk denilen, sokak kedisi sandığımız ve fakat öz be öz evimizin kedisi olan bir tip var ya. Sen git, yeme içme, ve bu fedakar, cefakar ve yeri geldiğinde son derece ödlek anayı hiç düşünme, dışarıda bulup avladığı o "şey"i al ayakkabılığın önünde huzurlarımıza sun. Yani... Okuldan eve gelip kapıyı açtığımızda o "şey" gözümüzün önünde ölü ölü yatıyordu. Bir fare; ölü, minik ve aslında epey de sevimli bir fındık faresi...

Hiç aklıma gelmezdi arkadaşlar. Ne bizim salağın her hangi bir şeyi avlayabileceğini, ne aferin almak için onu oracıkta bırakmayıp evin holüne getirmeyi akıl edebileceğini, ne de ama en çok ne de benim, tıpkı filmlerdeki gibi fareyi görür görmez yüksek bir yer bulmak için dans eder gibi oraya buraya kaçışacağımı düşünmezdim... Tamam görür görmez anladık, fare mort olmuş, ama sen düzgün, görgülü bir hanımsan bir sandalyeye, bir masaya, hiç bulamadın klozetin üstüne çıkmalısın. Her şey adabıyla yapılmalı..

Şimdi Boncuk'u nerede görsem sersem deyip kaşlarımı çatıyorum. Oyun oynadığımı sanıp saldırı pozisyonuna geçiyor. Şimdi anladınız mı neden gerizekalı dediğimi? Seviyorum, kızıyorum, kınıyorum ve elbette ki eninde sonunda afferin len sana, kedi olalııı... diyorum.

2 yorum:

evilstrawberry dedi ki...

eh tabi kis geldi hem bak hastalanmissin, yazik cocukcagiz hissetti demek, dedi, bu kizin ustunde bi gram et yok, kisa boyle girilmez, hastaliktan basini kaldiramaz sonra, eve biraz protein takviyesi yapti :P heheh dusunceli velet
bu arada neyse boncukun resmini de gormus oldum burdan cok tatli :)))
ben de yazicam da ben de gribim simdi, gecsin yazcam ama blog
grip ne guzel, herseye bahane kullanilabiliyor :P blog yazcaktim ama grip oldum. ariycaktim aslinda... yazicaktim aslinda... yapicaktim aslinda ama.. grip iste

Benim Güzel Yolculuğum dedi ki...

"Her kedi sahibi bir gün bu sahneyi görecektir" demiş atalarımız. Özlemcim hayırlı olsun öncelikle kediniz kendini evin sahibi olarak görüp sizi beslemeye karar vermiş artık.
Paspas üstü menüleri genellikle karafatma, fare, sinek vb gibi (arada bir kuş kanadı falan da olabilir) gıdalardan oluşuyor. Menü geniştir şaşırmayın:)