10 Şubat 2012 Cuma

hayat bir enteresan (Kayanın lafı)

nereden vuracak bilmiyorsunuz. hatta vuracak mı, ondan da emin değilsiniz.

ben, bugün sabah kalktığım andan itibaren ağlıyorum. nedeni belirsiz...

kahvaltı hazırlıyorum 10 gibi çocuklara, ağlayarak.

bilgisayarı açıp geziniyorum, bir şarkı çalmaya başlıyor, ben ağlamada, nedensiz.

sofrayı kaldırmadan (aslında çok zor günlük rutinde) bilgisayarı yatak odasına alıyorum ki çeviri yapayım. yatakta çeviri yaparken daral geliyor başlıyorum ağlamaya.

çocuklar salonda takılıyor; tv, psp, kendi oyunları, vs.

ben hala bilgisayarda, karşımda ayna ağlıyorum, niçin?

çıkıyoruz dışarı, kuğuluya. sözde yokuş aşağı kayıp eğleneceğiz... bir kaydıktan sonra başlıyor bende ağlama.

arkadaşım diyor ki, hayrola? ben diyorum ki, ne bileyim. ben normalsin diye sana yaklaşmaya çalışıyordum anam sen de bir garipsin.

aman uzaklaş hemen diyorum, benden sana fayda yok bugün.

eve geliyoruz, çocuklar aç. bende kırıntı yok, olsa göz yaşımda ıslanacak.

duşa giriyorum, iyi gelir diye. sıcak su ve benim yaşlar el ele vermiş halay çekiyor...

çıkıyorum, olacak gibi değil, gözler mosmor, baş ağrımada.

arıyorum kayayı, gel de bir bak halime diye.

kızıyor mızıyor ama geliyor cancağızım. elinde bir şişe şarap.

anlat bakayım, diyor. ne oldu sana?

evlendik 11 yıl, tanıştık 16. ben seni hiç böyle görmedim???

bilmem ki, bugüne özel...

çocuktan, evlilikten, bekarlıktan, sınıf anneliğinden

buradan girip oradan çıkıyoruz.

rutinmiş anacım

beni bozan rutin...

her şey rutin şu dünyada.

ne yapsan aynı.

gezsen, dursan, çalışsan, otursan...

bu yaşlarda anlıyorsun ki hayat aslında hep aynı..

seveni ağlamıyor

sevmeyeni bütün gün yaş içinde...

4 saat konuşma, bir şişe şarap.

yetti mi? gitti mi yaşlar gözlerden?

asla, asla...

1 yorum:

Pinar dedi ki...

:)))))))))) like like pek bi like