12 Haziran 2012 Salı

Bazen filmlerdeki gibi yaşamak istiyorum. Böyle anlamsız, uzun bakışlarla bakmak istiyorum manzaraya. hiç işim gücüm yokmuş gibi hareketsiz durmak istiyorum. beni izleyenlerde, gülçinin yaptığı gibi televizyona vurma isteği uyandırmak istiyorum (film dondu sanıyormuş bazı sahnelerde). o kadar yorgunum anlayacağınız.

biraz önce yatak odamı düzenlerken uzanayım şu yatağa, durayım dedim. yüzü koyun yatıp kollarımı birleştirdim, çenemi de kollarımın üstüne koydum, başladım karşımdaki pencereden bahçe manzarasını izlemeye. 3 dakika içinde her boynum ve sırtım tutuldu. az sonra da belim ağrımaya başladı. yok dedim, oyunculuk yapmak için fazla yaşlanmışım...

bir aydır evde yalnız oturup film izlediğim, kitap okuduğum, aynaya baktığım, şarkı dinlediğim bir saniye bile yok. bir aydır yalnız kaldığım, çeviri yapmadığım, düşüncelerime odakladığım ve hatta düşünebildiğim bir saniye bile yok. hep bir telaş, hep bir kalabalık. ben kalabalığı severim, yoğunluğu da öyle. ama bazen fazla geliyor. bir gün bile olsa hiçbir şey yapmadan, sadece kendi başıma kalsam yeter...

Hiç yorum yok: